Hoşgeldiniz  

İBB Başkanı ‘Belediye, Devletin Sahadaki En Uç Elidir’

admin | 08 Nisan 2020 | Genel, İstanbul, Manşet, Siyaset A- A+

FOX TV’de canlı yayınlanan “Çalar Saat” programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

FOX TV canlı yayınında, İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Devlet içinde devlet olmaz” tartışmalarına neden olan “yardım kampanyalarıyla” ilgili sorusuna, “Yapmayın! Belediye, devletin, sahadaki en uçtaki elidir. Devlettir, devletin hasıdır belediye. Valilikten izin isteyen vakıflar var. Bildiğiniz vakıflar; Valilik izin veriyor. Bizim de başvurumuz var. İstanbul Vakfı’mız var bizim. Belediyenin vakfı. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte kurduğu vakıf. Başvurumuz var. Pazar’dan beri bekliyoruz. Vatandaşımızın yardımlaşma duygusuna katkı sunalım. Vicdanları birleştirelim. İnsanların yardıma ihtiyacı var” yanıtını verdi.

İMAMOĞLU’NDAN “KAMPANYA” ÖNERİSİ: “VİCDANLARI BİRLEŞTİRELİM, İNSANLARIN YARDIMA İHTİYACI VAR”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci İsmail Küçükkaya’nın FOX TV’de canlı yayınlanan “Çalar Saat” programına katıldı. Küçükkaya’nın sorduğu bazı sorular ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar özetle şunlar oldu:

“İSTANBUL, SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA HAZIR”

“İstanbul’da son durum nedir?”

– Hafta sonu yeni kurallar getirildi. 20 yaş altına da sokağa çıkma yasağı getirildi. Ondan sonra, çalışan 18-20 yaş kısmı eklendi. Büyük bir azalma bekleniyordu. Örneğin; yasağın olmadığı pazar günü, 350 bin civarında toplu taşıma kullanımı vardı ama pazartesi, yasağın olduğu gün, bu rakam yine 900 bin toplu taşıma kullanımına çıktı. İnsanlar, hala seyahat ediyor. Özel araçlarda da iki pazartesiyi kıyasladığımızda, ne yazık ki yüzde 13-14 artış vardı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altına yasak getirildiğinde, aradaki yaş diliminde kalan toplumun yüzde 64’üne “Serbestsin diyorsun”. Bu yasağın sürece bir katkısı olmuş mudur? Olmuştur ama çok cüzi. 1 milyon 100 bindi geçen pazartesi toplu taşıma, bu pazartesi 900 bin. Bu, yeterli değil. Herhangi küçük bir şehir değil İstanbul. Bu yüzden ısrar ediyoruz sokağa çıkma yasağında. Bu, Ekrem İmamoğlu’nun şahsi ısrarı gibi algılanmasın. Bunu ben söylemiyorum; bilim kurullarımız söylüyor. Kesinlikle “tecrit” diyorlar. Bizim tahminlerimize göre; 300-350 bin insanın İstanbul’a hizmeti söz konusu. Böyle bir tecrit sağlandığında, İstanbul’da 2 ile 3 hafta içinde bulaşmanın hızı yavaşlayacak ve aşağı doğru inecek. Zaten şehir buna hazır.

“SÖZÜM ONA GAZETECİLER KOMPLO TEORİLERİ ÜRETİYOR”

– Ben bunu söylüyorum, bazı sözüm ona gazeteciler, “Yok efendim teröristlerle iş birliği, darbe planlarına teşvik…” saçma sapan, akla hayale gelmeyecek bir takım komplo teorileri üzerinden yazılar yazdılar. Üzülmüyorum da artık. Biz, Şubat ayında tedbirler almaya başladığımızda, “Ya aslında öyle bir şey yok, milleti galeyana getiriyor” diye de yazdılar. Bunu, niye anlatıyorum? Sokağa çıkma yasağını, İstanbul’daki bilim kurulumuz söylüyor. Geçen cumartesi Pamdemi Kurulu toplantımız vardı Sayın Vali’miz başkanlığında. Ben söylemiyorum, Pandemi Kurulu’ndaki tıp insanlarımız söylüyor. Sayın Vali’mize, İstanbul için bir simülasyon çalışalım önerisini sundum. Benim bu feryadımın; birkaç gün sonra, bir hafta sonra, 10 gün sonra değeri düşüyor. Ortaya konan rakamları görüyoruz.

“YAPILAŞMANIN YOĞUN OLDUĞU İLÇELERDE SALGIN DAHA YAYGIN”

–  İstanbul’daki son durumla ilgili bilginin merkezi Sağlık Bakanlığı. (Ekrana bakanlığın sitesinde yayınlanan İstanbul’un pandemi haritası getirildi.) Burada çarpıcı olan şu: Özellikle Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa… O bölgede çok yoğunlaşma olduğunu görüyoruz. Çünkü biliyorsunuz yapılaşma çok orada. Bize Pandemi Kurulu’nda sunum yapıldı. Orada bir ilgili, sanıyorum İstanbul Halk Sağlığı Başkanıydı. Onun yaptığı haritada, o bölgede, yapılaşmanın yoğun, boşlukların az olduğu bölgelerde salgın daha yüksek. Örneğin Esenyurt örnek verildi. Anadolu’ya kasıt bir nebze daha düşük, yoğunlaşma az. Batı’ya doğru gittiğinizde Büyükçekmece, Silivri, Çatalca… Kırsala gittiğinizde zaten azalıyor. Ama o yoğun yapılaşmanın olduğu yerde, salgının hızı daha yüksek. Ne yazık ki öyle… Bu tecriti sağlayalım. 2-3 hafta kontağı kapatabiliriz.

“ÇAĞIRIN; GELİP, ANLATALIM”

“Sancaktepe’deki sahra hastanesinin yanlış yere kurulduğu iddiaları var…”

–  Uzlaşmak ana fikir. Sağlık Bakanı’na sahra hastanesi için dosyamızı sunduk. Yenikapı’da kaç günde sahra hastanesi kurulur, 7 bin yatağa ulaşabilir. Alt yapısı hazır, jenaratörü var, elektiriği var, trafosu var. Aynı şey Maltepe için geçerli, Beylikdüzü’ndeki Balık Hali için geçerli. İlave olarak kapalı alanlar ve kapasitesi itibariyle, metro ve steril alanlar olması kaydıyla havaalanını da önerdik. Pandemi Kurulu’nda İstanbul Ticaret Odası Başkanı Sayın (Şekib) Avdagiç bir açıklama yaptı. Dedi ki, “Dünya Ticaret Merkezi’nin oradaki fuar alanı hazır ve biz burada sahra hastanesi olmasını öneriyoruz.” Bugün bir haber okudum: Adını tam hatırlamadığım, Londra sanırIm, fuar alanını 7 günde sahra hastanesine dönüştürüyorlar diye bir haber okudum. Havalimanı’nın karşısındaki arazi, hepimizin arazisi, 16 milyonun, 83 milyonun arazisi… O arazi, konutlarla dip dibe. Sahil yolundan girmek isteseniz giremezsiniz, çıkmak isteseniz çıkamazsınız. Tek bir toplu taşıma aracı oradan geçmiyor. O hat; otobüs, minibüs hattı değil.  Sancaktepe’de, -yerel yönetimi de dahil, halkı da dahil- bu alandan memnun değil. Daha doğru alanlar var İstanbul’da. Bunu, beraber yapabiliriz. Bizi çağırın. Gelelim, anlatalım.

“6 GÜNDE 370 BİN YARDIM BAŞVURUSU ALDIK”

“Salgının ekonomik faturası…”

– Pazartesi günü, dünyanın hemen her yerinden toplam 17 ekonomistle bir toplantı yaptık. Bugünkü mevcut durum, dünyadaki insanların aldığı tedbirler ve yarınlara dönük biz ne durumdayız, kısa ve orta vadede dünyayı ne bekliyor? Bunlar konuşuldu. Çok faydalandım. Dünya, ekonomik olarak yeni bir döneme giriyor. Çok sıkıntılarla bu süreci atlatacağız. Çok hazırlıklı olmalıyız. Dinamik nüfüsumuzu buna hazırlamalıyız. Ama bugün, büyük sıkıntı var. Toplantıda, değerli bir ekonomist şu bilgileri paylaştı: 4,5 milyon insanımız ya kayıt dışı ya da günü birlik mesleklerle evine ekmek götürüyor. Bu insanlar, şu an işsiz. Bu insanlara biz, yardımcı olmalıyız. Her konuda tedbir arayışımız var. 1000 civarında bize işgaliye ödeyen simitçimiz, turşucumuz… Hemen onları sosyal yardım kapsamına aldık. O insanlarımıza, sosyal yardımlarımızı ulaştırıyoruz. 6 gündür, internet sitemizde bir kayıt formumuz var. 6 günde, 370 bin başvuru oldu. Büyük bir rakam bu. 1000 civarında işgaliye ödeyen ve iş yapamayanlara yardım yaptık. Bugün, 500 bin koli ihalemiz var bugün. Sosyal yardımlarımızı 375 milyon lira artırdık. 775 milyona çıkardık. Yeteceğini düşünmüyorum. Meclis onayımız gerekiyor. Çünkü bütçenizin yüzde 3’ünü aşamıyorsunuz.

“BELEDİYE, DEVLETİN SAHADAKİ EN UÇ ELİDİR”

“Vatandaşlar yardım kampanyasını soruyor. Çözümü nedir?”

–   Yardımlaşmanın kavgası olur mu? Devletimizin açtığı bir kampanya var. Saygı duyuyoruz. Biz, buna 10 gündür hazırlanıyorduk. Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bunu anlattığımızda, “Yapın” dedi 11 belediye başkanına. “Pazar günü bunu açıklayalım” dedim. Bugün geldiğimiz noktada ne oldu? Bizim kampanyamıza “dur” dediler. 6,5 milyon civarında para toplandı. 12 bin 604 kişi yardım etti. Biz, o parayla 9 bin 500 yeni başvuruya kart dağıtıyoruz. Kartla beraber vatandaş gidip alışverişini yapacak. Bize, farklı yerlerden bağış yapılıyor. Belediyeye bağış yapılır. Yasa net. Buna kimse engel olamaz. Bu, Türkiye’nin anayasası. Bize, “Yanlış bağış alıyorsunuz. Doğrusunu Gaziantep, Konya yaptı” diyorlar. Peki. Konu şu mu? Yöntem yanlış! Çözelim kardeşim! Bunu bakanlarla konuştum. “Garanti veremeyiz” dediler. Sonra başka bir açıklama: “Devlet içinde devlet olmaz.” Yapmayın! Belediye, devletin, sahadaki en uçtaki elidir. Devlettir, devletin hasıdır belediye. Biz, yasal hakkımız olan bağışları alıyoruz. Bizimle irtibata geçebilirler. Ancak, bir kampanya modeli üzerinden önümüze set kurdular. Ben de diyorum ki: Bunu yapmayın! Bu insanlar, en kolay nereye ulaşabiliyorsa, en kolay nereyi arayabiliyorsa, orayı arasın. Valilikten izin isteyen vakıflar var. Bildiğiniz vakıflar; Valilik izin veriyor. Bizim de başvurumuz var. İstanbul Vakfı’mız var bizim. Belediyenin vakfı. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte kurduğu vakıf. Başvurumuz var. Pazar’dan beri bekliyoruz. Vatandaşımızın yardımlaşma duygusuna katkı sunalım. Vicdanları birleştirelim. İnsanların yardıma ihtiyacı var.

Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

© 2020 Haberin Aslı Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.