Hoşgeldiniz  

Halkın Sağlık Hakkı İçin Adaletli Sağlık Sistem İstiyoruz    

admin | 14 Mart 2018 | Ataşehir CHP, Manşet, Sağlık, Siyaset, Türkiye A- A+

14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Halkın sağlık hakkı için; iş barışı için; parasız, eşit, adaletli bir sistem istiyoruz” dedi.    

Recep Kenan/itvhaber.com

Hükümetin “reform” adı altında, şaşaalı reklam kampanyaları eşliğinde, son on beş yılda parasız kamusal sağlık hizmetlerinden tamamen çekildiğini iddia eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla Türkiye’de hastanelerin ticarethaneye, hastaların müşteriye, doktorların müşteri temsilcisine dönüştürüldüğünü kaydederek “Halkın sağlık hakkı için; iş barışı için; parasız, eşit, adaletli bir sistem istiyoruz” dedi.

14 Mart tıp Bayramı nedeniyle yazılı bir basın açılaması yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Ne kadar hasta, o kadar para” anlayışıyla hasta ve hekim arasında ticari bir ilişki kurulduğunu, bu düzeni kabul etmeyen hekimlerin sürgün edildiğini ve İstifaya zorlandığını vurgulayarak, “Çünkü sağlığın yönetimi özelleştirildi. Kamu hastanelerinin başına sağlıkla, hekimlikle ilgisi olmayan, liyakatten öte siyasi iktidarla bağı olan yöneticileri atadılar. Sağlık sektöründe taşeronlaşmanın önünü açtılar” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yaptığı yazılı açıklama:

Değerli Basın Emekçileri,

14 MART TIP BAYRAMINI; OHAL koşullarında, sağlık emekçilerine artan şiddetin gölgesinde, halkın sağlık hakkını budayan politikalar nedeniyle KUTLA(YA)MIYORUZ!

*Çünkü Hükümet, “reform” adı altında, şaşaalı reklam kampanyaları eşliğinde, son on beş yılda parasız kamusal sağlık hizmetlerinden tamamen çekildi.

*Çünkü Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla Türkiye’de hastaneler ticarethaneye, hastalar müşteriye, doktorlar müşteri temsilcisine dönüştürüldü.

Performans sistemine geçildi. Bu sistem hastasını göz ucuyla süzen reçete hekimleri üretti.

“Ne kadar hasta, o kadar para.” anlayışıyla hasta ve hekim arasında ticari bir ilişki kuruldu.

Bu düzeni kabul etmeyen hekimler sürgün edildi. İstifaya zorlandı.

*Çünkü sağlığın yönetimi özelleştirildi.

Kamu hastanelerinin başına sağlıkla, hekimlikle ilgisi olmayan, liyakatten öte siyasi iktidarla bağı olan yöneticileri atadılar.

Sağlık sektöründe taşeronlaşmanın önünü açtılar. İş barışına darbe vurdular!

*Çünkü Hekimlerin de, hastaların da insan olduğunu unuttular.

Doktorlardan günde 100-150 hastaya bakmaları istendi.

Muayene süresi beş dakikanın altına indi. Hastalara verilen hizmet kalitesi düştü.

Hekimlere “Herkes hasta olabilir ama sen olamazsın.” dediler. Hekimler için senelik izni lüks hâle getirdiler.

*Çünkü sağlık hizmetlerinde katkı, katılım payı, fark ücreti getirildi.

İktidar, kamu ve üniversite hastanelerini özel muayenehanelere çevirdi. Sağlık kurumlarının kâr amacı gözeten ticarethanelerden hiçbir farkı kalmadı.

Böylece iş hacmi artan özel sektör kazanırken parasız olan halkımız kaybetmiş oldu.

*Çünkü “Ödediğin sosyal güvenlik primin kadar sağlık hakkın var.” denildi.

Eşdeğer ilaç uygulamasıyla devlet ilaç ödemelerinden çekildi. Fatura cebinde parası olmayan vatandaşın sırtına yüklendi.

“Parasız sağlık” hayal, “Paran kadar sağlık” anlayışı gerçek oldu.

*Çünkü sağlıkta şiddet arttı. Günde en az 30 sağlık çalışanın şiddete maruz kalması, mazur görünür oldu!

Unutanlara hatırlatmak isterim ki; sağlığa kesintisiz ulaşım bir kamu hizmetidir.

Parasız ve kaliteli sağlık hizmeti sadaka değil, temel bir haktır.

Sağlık hizmetlerinden yararlanmanın ölçüsü yatırılan prim miktarı ya da kişinin cüzdanındaki para olmamalıdır. Vatandaştan alınan katılım payları, bütçe açığını kapatmak için kullanılmamalıdır.

Dolayısıyla sağlığa ayrılan kaynakları verimli kullanmak yerine, sağlık emekçilerinden zor koşullar altında daha fazla çalışmalarını beklemek, iş barışı kadar, toplumsal sağlığa da vurulan en büyük darbedir. Sağlıkta şiddetin temel sebebidir.

14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle, Sağlık alanını ticarileştiren, hizmeti taşeronlaştıran, çalışanları güvencesizliğe mahkum ederek, yoğun, esnek ve kuralsız çalıştırmaya zorlayan sisteme karşı çıkacağız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

© 2020 Haberin Aslı Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.