Hoşgeldiniz  

İSTANBUL, CENNET VE CEHENNEMİ YAŞARKEN GÖRECEĞİNİZ YER

admin | 10 Ekim 2013 | Genel, Gündem, İstanbul, Kültür & Sanat, Manşet, Özel Haber, Röportajlar A- A+

gozde kesen tevfik inceogluKariyerine 1992 yılında Mahallenin Muhtarları dizisinde deli karakteri ile başlayan Oyuncu Tevfik İnceoğlu ile Gözde KESEN tarafından gerçekleştirilen söyleşi.

İstanbul, cennet ve cehennemi yaşarken göreceğiniz yer…

Tevfik İnceoğlu – Oyuncu

“20 Soruda İstanbul” kürsümüzün bu haftaki konuğu, 1967 İstanbul doğumlu, tiyatro ve dizi oyuncusu Tevfik İnceoğlu. İnceoğlu, kariyerine 1992 yılında Mahallenin Muhtarları dizisinde deli karakteri ile başladı. Kariyenin en önemli dizisi ise 1994 yılında çekilen Kaygısızlar dizisidir. En son rol aldığı dizi ise 2011 yapımı Aklın Başına Gelsin dizisidir. Bu dizide Seyfi rolünü canlandırmıştır. Şuan halen tiyatro eğitmenliğine devam ediyor. Kristal elma ödülü olan Tevfik İnceoğlu, Şenlik Name, Sağ Salim filmlerinde oynadı. Bunların yanı sıra Garanti Bankası’nın reklamında da oynadı.

1.) Herkesin mutlaka İstanbul’a bir geliş öyküsü vardır. Sizin öykünüz nedir?
Ben 1967’de İstanbul’da dünyaya geldim. İzmirli olduğum için iki yaşında baba memleketime yani İzmir’e döndüm. İçimdeki oyunculuk ateşi 24 yıl sonra İstanbul’a dönmemi gerektirdi. Çünkü 12 yaşında başladığım amatör tiyatro serüvenime İstanbul’da profesyonel olarak devam etmeliydim.

2.) İstanbul’u tek bir kelimeyle ifade etmenizi istesek…
Cennet ve cehennemi yaşarken göreceğiniz yer.

3.) İstanbul’u hayatında hiç görmemiş birine İstanbul’a dair ilk neyi anlatırsınız?
İstanbul anlatılmaz, yaşanır. Bir gün Boğaz’da manzara seyrederken, ertesi gün önümüzde giden arabanın plakasını saatlerce görmek zorunda kalırsınız. Kız Kulesi’nin büyüsüne kapılıp hayalinizde tarihi yaşarken, bir bakmışsınız sonsuz kalabalık seline kapılmışsınız. Çamlıca sırtlarından şehri seyir ederken kapkaççının kaptığı çantanızın peşinden koşarsınız. Şehrin ortasındaki ormandayken bir bakmışsınız beton ağaçların gölgesinde çekirdek çitliyorsunuz.

4.) Bir gün İstanbul’dan ayrılmanız gerekse en zor vazgeçeceğiniz yanı ne olur?
Boğazın manzarası.

5.) İstanbul’da “Keşke hiç olmasaydı” dediğiniz herhangi bir şey var mı?
Trafik ve insan kalabalığı. Ama en önemlisi anlayışsız ve kaba insanların olmaması.

6.) İstanbul’un en sevdiğiniz semti hangisi?
Rumeli ve Anadolu Feneri.

7.) İstanbul’u ilk defa ziyaret eden birini çıkartacağınız bir günlük İstanbul turunun olmazsa olmazları nelerdir?
Sultanahmet’in tamamı, Dolmabahçe Sarayı, Kapalıçarşı, Üsküdar, Galata Kulesi, Kız Kulesi.

8.) İstanbul’un en önemli mimari yapısı sizce hangisi?
Ayasofya.
9.) İstanbul Manzarası denildiğinde ilk aklınıza gelen yer neresi?
Rumeli, Hisar üstü.

10.) İstanbul’un sembolünü biliyor musunuz? Beğeniyor musunuz? Sizce ne olmalı?
İstanbul’un birden fazla sembolü var. İlla bir tanesi seçilecekse Kız Kulesi.

11.) İstanbul’un ilk aklınıza gelen yöresel(?) yemekleri nelerdir? Bir başka ifadeyle İstanbul’la özdeşleşen yiyecekler nelerdir?
Aslında yemekle aram yok… Yaprak sarması, biber dolması.

12.) İstanbul’u dünyanın diğer metropollerinden ayıran en büyük özelliği nedir sizce?
Avrupa ve Asya’yı birbirinden ayıran bir şehir.

13.) Son 10 yıla baktığınızda İstanbul’da en büyük değişimin hangi konuda yaşandığını söyleyebilirsiniz?
Siteleşme ve rezidanslaşma, nüfus artışı ve toplu taşıma ağı.

14.) İstanbul’da yaşayan biri olarak karşılaştığınız sıkıntılar nelerdir? Çözülmesini istediğiniz en acil sorun nedir? Bunun çözülmesi noktasında neler önerirsiniz?
Trafik artık iyice çekilmez hale geldi. Keşke imkân olsa da Asya’da oturan Asya’da, Avrupa’da oturan Avrupa’da çalışsa… Çözülmesi gereken en acil sorun ise sanayinin başka illere taşınması ve İstanbul’un sadece kültür, turizm, tarih, fuar ve sanat şehri olması.

15.) İstanbul’da spor adına yapılan çalışmaları kayda değer ve yeterli buluyor musunuz?
Bu sorunun cevabı ülke başarılarında gizli. Şu anda hiçbir dalda kayda değer bir başarımız yok. Bence bireysel sporlara da önem verilmeli, salon olarak soruluyorsa şuan her semte spor salonları, yüzme havuzları yapan yetkililere teşekkür etmeliyiz. Ama salon yapmakla bitmiyor. Gençleri teşvik edip iyi şampiyonlar yetiştirmeliyiz.

16.) İstanbul’da hayata geçirilen hizmet ve projelerden memnun musunuz?
Evet.

17.) Sizin İstanbul hakkında bir projeniz olsaydı ne yapmak isterdiniz?
Her medeni ülkede yapılması ve yaşama geçirilmesi zorunlu olan projeler ülkemde ve şehrimde de olmaya başladı. Bu sevindirici bir gelişme…

18.) İstanbul’u daha şuurlu yaşamanın ve hakiki bir İstanbullu olmanın formülü nedir sizce?
İnsan ve beraber yaşadığımız tüm canlılara saygı.

19.) Gelecekte görmek ve yaşamak istediğiniz İstanbul’u bize biraz anlatır mısınız?
Oksijeni bol, trafiği az, insanların birbirine sevgi, hoşgörü ve saygıyla yaklaştığı bir şehirde yaşamak isterim.

20.) İstanbul üzerine bu kadar konuştuktan sonra son bir soru daha… Şu an gözlerinizi kapatıp açsanız İstanbul’da hangi zaman ve mekânda olmak isterdiniz?
10 Ekim 1938’de Dolmabahçe’de büyük Atatürk’ün günlerinde yanında olmak.

Röportaj: Gözde KESEN

Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

© 2020 Haberin Aslı Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.