Hoşgeldiniz  

İBB Başkanı İmamoğlu, ‘Kanal İstanbul’u Anlattı

admin | 25 Aralık 2019 | Genel, Gündem, İstanbul, Manşet, Özel Haber, Siyaset, Üst Manşet A- A+

İstanbul Büyükşehir Belediye  (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, iptal edildiğini açıkladığı İBB protokolü, Kanal İstanbul projesiyle ilgili geniş bilgilendirme ve açıklama yaptı. Recep Kenan/itvhaber.com Kanal İstanbul projesi ile ilgili bilgilendirme amaçlı basın toplantısı düzenleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kanal İstanbul bir cinayet projesidir.” Dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin Saraçhane yerleşkesinde 25 Aralık Çarşamba Saat 09:30’da yapılan basın toplantısında projenin hukuki boyutlarını da anlatarak medya mensuplarının sorularını yanıtladı.

Açıklamalarından hiçbiri siyasi olmadığını kaydeden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’un yaratacağı sorunlara dikkat çekerek; “Tüm İstanbullulardan ve ülkemizin dört bir köşesinde yaşayan vatandaşlarımızın çok dikkatli dinlemeleri rica ediyorum. 82 milyon insanımız için değil, çocuklarımız için torunlarımız için geleceğimiz için büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız.” Diye konuştu.

ÇEKİLMEMİZ PROJEYİ UZAKTAN SEYREDECEĞİMİZ ANLAMINA GELMİYOR Basın toplantısında, “İBB’nin protokolden çekilmesi Kanal İstanbul projesini nasıl etkileyecek?” sorusuna “Bu proje zaten olmayacak, yapılmayacak” yanıtı veren İBB Başkanı İmamoğlu; “”Bizim Kanal İstanbul projesinden çekilmemiz demek projeyi uzaktan seyredeceğimiz anlamına gelmiyor. Olmaması için her şeyi yapacağız. ” Dedi. EN BÜYÜK TEHLİKE TERKOS GÖLÜ’NE KARIŞACAK TUZLU SU İmamoğlu, “Kanal İstanbul yapılırsa, İstanbul’un 8 bin 500 yıldır var olan yer altı ve yer üstü kaynakları yok olacak! En büyük tehlike Terkos Gölü’ne karışacak tuzlu su. Sazlıdere Barajı da devre dışı kalacak. 427 milyon metreküp içme suyu rezervi elden çıkar. Bu susuzluğa mahkumiyet demektir.” Şeklinde konuştu. KANAL İSTANBUL DEMEK SUSUZLUĞA MAHKUMİYET DEMEK

“Kanal İstanbul demek susuzluğa mahkumiyet demektir.” Diyen İmamoğlu, açıklamasında, “proje 45 km uzunluğunda en dar yerinde 275 metre genişliğinde bir kanal. 8 bin 500 yıldır var olan İstanbul yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kaybedecek. Sadece bu madde bile bu projenin rafa kaldırılmasını emrediyor. Akıllı, mantıklı, gerçeklerden uzaklaşmamış hiçbir siyasetçi, dünya susuzluğu konuşurken bunu destekleyemez. Kendi ülkesine, kendi şehrine, kendi insanına bu ihaneti düşünemez.” İfadelerine yer verdi.

TERKOS HAVZASI İSTANBUL VE ÇEVRESİ DEPOLAMA ALANI

Kanal İstanbul Projesiyle İstanbul’un su kaynaklarında yaşayacağı kayıplara dikkat çeken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “DSİ ve İSKİ raporları tek tek anlatıyor. Terkos Gölü’ne karışacak tuzlu su ile sıfatını yitirecektir. Terkos havzası İstanbul ve çevresi için çok önemli bir depolama alanıdır. Avrupa yakasındaki en büyük su deposudur. Kanal İstanbul inşa edilirse bu çok değerli su kaynağı yok olacak. Sazlıdere Barajı da devre dışı kalacak. Bir milli yatırım olarak değeri 2 milyar liranın üzerine olan Sazlıdere Barajı’ndan bahsediyorum. Atatürk Havalimanı gibi tümüyle işlevsiz kalacak. Terkos Gölü’nün doğusundaki 20 kilometrelik su toplama havzası da devre dışı kalıyor. 15 yıl sonra 7,5 milyon insanın su ihtiyacını karşılayacak. Kanal İstanbul inşa edilecek bu sistem devre dışı kalacak. Yerüstü su kaynaklarımız değil, yeraltı su kaynaklarımız da yok olacak. Bunu söyleyen bilim insanları, su uzmanları…” dedi.

ÇEKİLMEMİZ PROJEYİ UZAKTAN SEYREDECEĞİMİZ ANLAMINA GELMİYOR Basın toplantısında, “İBB’nin protokolden çekilmesi Kanal İstanbul projesini nasıl etkileyecek?” sorusuna “Bu proje zaten olmayacak, yapılmayacak” yanıtı veren İBB Başkanı İmamoğlu; “”Bizim Kanal İstanbul projesinden çekilmemiz demek projeyi uzaktan seyredeceğimiz anlamına gelmiyor. Olmaması için her şeyi yapacağız. ” Dedi. KANA İSTANBUL HARCAMASI KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜTÇESİNİN YEDİ KATI Kanal İstanbul için harcanacak olanın Çevre Bakanlığının kentsel dönüşüme ayırdığı paranın yedi katı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bu bütçe ile en az 9 tane daha Marmaray yaparsınız. İstanbul’daki o okulları yeniden inşa edersiniz. Deprem sorunlu ne kadar bina varsa yeniden yaparsınız. 150 yataklı tam 1056 tane hastane yaparsınız. Bu tümüyle israf, haram, ülke kaynaklarını har vurup haram savurma projesidir.” Diye konuştu. EN BÜYÜK TEHLİKE TERKOS GÖLÜ’NE KARIŞACAK TUZLU SU İmamoğlu, “Kanal İstanbul yapılırsa, İstanbul’un 8 bin 500 yıldır var olan yer altı ve yer üstü kaynakları yok olacak! En büyük tehlike Terkos Gölü’ne karışacak tuzlu su. Sazlıdere Barajı da devre dışı kalacak. 427 milyon metreküp içme suyu rezervi elden çıkar. Bu susuzluğa mahkumiyet demektir.” Şeklinde konuştu. KANAL İSTANBUL DEMEK SUSUZLUĞA MAHKUMİYET DEMEK “Kanal İstanbul demek susuzluğa mahkumiyet demektir.” Diyen İmamoğlu, açıklamasında, “proje 45 km uzunluğunda en dar yerinde 275 metre genişliğinde bir kanal. 8 bin 500 yıldır var olan İstanbul yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kaybedecek. Sadece bu madde bile bu projenin rafa kaldırılmasını emrediyor. Akıllı, mantıklı, gerçeklerden uzaklaşmamış hiçbir siyasetçi, dünya susuzluğu konuşurken bunu destekleyemez. Kendi ülkesine, kendi şehrine, kendi insanına bu ihaneti düşünemez.” İfadelerine yer verdi. TERKOS HAVZASI İSTANBUL VE ÇEVRESİ DEPOLAMA ALANI

Kanal İstanbul Projesiyle İstanbul’un su kaynaklarında yaşayacağı kayıplara dikkat çeken İBBB aşkanı Ekrem İmamoğlu, “DSİ ve İSKİ raporları tek tek anlatıyor. Terkos Gölü’ne karışacak tuzlu su ile sıfatını yitirecektir. Terkos havzası İstanbul ve çevresi için çok önemli bir depolama alanıdır. Avrupa yakasındaki en büyük su deposudur. Kanal İstanbul inşa edilirse bu çok değerli su kaynağı yok olacak. Sazlıdere Barajı da devre dışı kalacak. Bir milli yatırım olarak değeri 2 milyar liranın üzerine olan Sazlıdere Barajı’ndan bahsediyorum. Atatürk Havalimanı gibi tümüyle işlevsiz kalacak. Terkos Gölü’nün doğusundaki 20 kilometrelik su toplama havzası da devre dışı kalıyor. 15 yıl sonra 7,5 milyon insanın su ihtiyacını karşılayacak. Kanal İstanbul inşa edilecek bu sistem devre dışı kalacak. Yerüstü su kaynaklarımız değil, yeraltı su kaynaklarımız da yok olacak. Bunu söyleyen bilim insanları, su uzmanları…” dedi.

 “SU GİTTİ, NE ALACAĞIZ? SÜKSE YAPACAĞIZ, KİME?” Tek tehlikenin susuzluk da olmadığına değinen İmamoğlu, “Strateji ve güvenlik konusunda da felakettir. “İnşa edilecek olan kanal güzergahı acil eylem planı çerçevesinde saklı stratejik noktadır. Savaş ve doğal afetlerde yüzey suları kullanılmayacak durumda olabilir. Bu durumda stratejik rezerv alanda su kaynaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” diyor raporda. Karşılığında ne alacağız. Su gitti, ne alacağız? Sükse yapacağız, kime?” sorularını yöneltti. YÜKLEMELERİN DEPREMLERİ DAVET EDECEĞİ, ŞİDDETİNİ ARTIRACAĞI SÖYLENİYOR

Kanal İstanbul’un depremi tetikleme iddialarına da dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Kanal İstanbul ihanetin ötesinde, cinayet. İstanbul var oldukça devam edecek bir sorundur deprem. Binlerce yıldır var, var olacak. Tarihsel dönem ve 120 yıllık verilere göre, kanal boyunca yapılacak yapılaşma İstanbullular için büyük bir risk taşıyor. Zemin yapısı ne yazık ki heyelanlara çok müsait. 11 km’den Kuzey Anadolu, 30 km’den Çınarcık fay hattı geçiyor. İnşaat ile ortaya çıkacak yüklemelerin depremleri davet edeceği, depremlerin şiddetini artıracağı söyleniyor. Avcılarda konteynır limanı yapılacak. Olası büyük İstanbul depreminin 6 metre yüksekliğinde dalgalar yaratacağı konusunda simülasyonlar var. Tsunami ile o liman sular altında kalacak.” İddialarının da altın ı çizdi.

BU COĞRAFYADA ÖLÜYE BİLE RAHAT VERMİYORSUNUZ “Kanal İstanbul’un maneviyatı yok etmek demek olduğunu ifade eden İBB Başkanı İmamoğlu,  “Mezarlıklar Müdürlüğü’nün raporuna göre mezarlıklar proje alanında kalıyor. Bu coğrafyada ölüye bile rahat vermiyorsunuz. ÇED inceleme alanında kalan mezarlıklar var. Arnavutköy, Küçükçekmece, Başakşehirde pek çok mezarın taşınmasını mecbur kalınabilir.” Dedi. İMAMOĞLU ÇED RAPORUNU ELEŞTİRDİ “ÇED raporunda yapılaşma hiç yok. Kimi aldatıyorsunuz?” diye konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, açıklamalarında şu ayrıntılara yer verdi: KANAL İSTANBUL DEMEK İSTANBUL’UN TARİHİNİ TALAN ETMEK DEMEK “Bu yapıların ne tür çevresel sorunlara var olacağı sorusuna ÇED asla cevap vermiyor. Kanal İstanbul demek İstanbul’un tarihini talan etmek demektir. Öyle bir şey ki tarihi yapıyı korumak gerekçe olarak anlatılıyor. Birkaç kazayı referans gösterip, bunu gerekçe gösterip kanalın bitmesiyle boğaz trafiği azaltılacakmış. Bahaneye bakar mısınız? O da boğazdaki tarihi dokunun korunmasını sağlayacaktır. ÇED başvuru dosyasında iddia edildiği gibi yıllara göre boğaz trafiğinde bir artış yok. Son 10 yılda yüzde 22 oranında azalış var. 17 milyon metrekarelik sit alanı Kanal İstanbul ile etkilenmektedir. Tarihe ve tarihi değerlere niçin zulmediyorsunuz?” ARSA MANİPÜLASYONLARI AYRI BİR BOYUT

“Kanal İstanbul demek 82 milyonun sırtına en az 110 milyar liralık vergi bindirmek demektir. Ben onu iki ile çarparım. Bu rapor, ama ben ikiyle çarparım, yanılmam. DSİ nasıl anlatıyor durumu? Kanal’daki taşınmazların bulunduğu alan imara açılırsa DSİ olarak 1450 kamulaştırmasız el atma davası ile karşı karşıyayız. Buradan çıkacak mali yük DSİ tarafından karşılanamayacak boyuttadır. Oradaki arsa manipülasyonları da ayrı bir boyut. İşsizlik almış başını gidiyor, gençlerimiz iş için her yerde imkan arıyorken şurada 420 kişilik memur alımı içim 25 bin insan başvurmuşken siz devlet olarak ayakta durabilmek için vergilere bel bağlamış iken kimi kandırıyorsunuz?”

İBB’NİN SIRTINA LÜZUMSUZ 35 MİLYARLIK YÜK “Kanal İstanbul demek İBB’nin sırtına lüzumsuz 35 milyar liralık maliyet yüklemek demek. Mevcutta yürüyen işlerimiz bile devredışı kalacak. Üç farklı lokasyonda İGDAŞ hatlarını ortadan kaldıracak, bunların yerine milyarlarca liralık ek maliyet olacak bir maliyet gelecek.” KANAL İSTANBUL’DA GEMİLER İÇİN TASARRUF SÖZ KONUSU DEĞİL “Kanal İstanbul’da gemiler için tasarruf söz konusu değil. Panama Kanalı dediğiniz şey gemilerin yolunu 13 bin km kısaltıyor. Süveyş Kanalı Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinden Hint Okyanusu’nu birbirine bağlıyor. Ortalama 6 bin km yolunu kısaltıyor. Gemiler o yüzden para ödeyerek o kanallardan geçiş yapıyor.” KANAL İSTANBUL TRAFİKTE İKİ KAT PERİŞAN ETMEK DEMEK

 “Kanal İstanbul demek trafikte iki kat perişan etmek demek. Yeni yapılan 3. köprünün yolundan, TEM’de o viyadüklerin geçişleri kanal nedeniyle kopacak. Sonra köprüler ile tamamlanmaya çalışılacak yeni yollar. Yeni bağlantı köprülerine ihtiyaç duyacak. Çizgi film ile bu işleri tasarlayıp milletin önüne koymak kolay dedik. O çizilen köprüler TEM ve E5 sık sık trafiğe kapılacak. Büyük çile halen planlanmış olan Mahmutbey, Esenyurt gibi metro hatlarını da derinden etkiliyor. Başakşehir’in bir bölümünde ve o bölgede yaklaşık 3.5 milyon insan yaşıyor. Yalnızca karayolu değil havada da aynı şey.”

İSTANBUL’DA 50 YILDA ÇIKABİLECEK HAFRİYAT KANLADA “Kanal İstanbul inşaatından çıkacak hafriyatın 2 milyar metreküpe ulaşmasını bekliyoruz. İstanbul’un kapasitesi 40 milyon metreküp. İstanbul’da 50 yılda çıkabilecek hafriyat sadece Kanal İstanbul’dan çıkıyor ve bunu denize dökmekten başka çare yok. Bağcılar, Güngören, Esenler’in bu üç ilçenin 10 katlı bina kadar yükseleceğini düşünün. 10 bin hafriyat kamyonu daha trafiğe çıkacak.” KANAL İSTANBUL 1,2 MİLYON YENİ NÜFUS DEMEK Kanal İstanbul inşa edildiğinde yeni yerleşim birimlerine 1,2 milyon yeni nüfus gelecek. 6 Beşiktaş demek. Sadece Kanal İstanbul yüzünden İstanbul trafiğinde 3,4 milyon yeni yolculuk olacak ve bu trafiğin yüzde 10 artması demek. İstanbul şu anda depremle ilgili sorunu çözmeye çalışıyor. Trafiği tümden durduracak, bu şehir planlamasıyla yeni sorunları çabası içindesiniz, neden? KANAL İSTANBUL, 8 MİLYONLUK NÜFUSU BİR ADAYA HAPSETMEK “Kanal İstanbul demek, 8 milyonluk nüfusu bir adaya hapsetmek demek. Deprem anında güvenliği nasıl sağlayacaksınız? Deprem sonrası bu insanları nasıl nakledeceksiniz? Vatandaşların canını nasıl koruyacaksınız? Stratejik bir ihanet projesidir. Evet dememizi nasıl bekliyorsunuz?” KANAL İSTANBUL’LA BU KORUMA KALKANIN KALKMASI SÖZ KONUSU

Montrö fesh edilse dahi Türkiye boğazlarından ticari gemi geçişini yasaklayamazsınız. 90 yıldır Karadeniz bir barış denizidir. Karadeniz’de kıyısı olmayan ülkelerin gemileri en fazla 21 gün kalabilir. Boğazlar anlaşmasıdır ve Çanakkale Boğazı’nı da bağlar. Savaş çıkarmak için ihtiyaç duyulan bir filo Montrö sayesinde Karadeniz’e giremez. Kanal İstanbul’la bu koruma kalkanın kalkması söz konusu.”

KARADENİZ’İN BALIKLARINI VE BALIKÇILIĞINI YOK ETMEK DEMEK

“Kanal İstanbul Karadeniz’in balıklarını ve balıkçılığını yok etmek demektir. Kanalın getireceği önemli bir risktir. Bu risk Karadeniz kıyısındaki herkesi ilgilendiriyor. Kanalla binlerce yıllık su dengesi bozulacak. Karadeniz’de tuzlu su miktarı artacak ve dengesi bozulacak. Balıkçılık bitecek. Akıntı nedeniyle dip çamur Marmara’ya akacak. Silivri, Tekirdağ’da deniz sefası yapanlar, Yalova’da, Armutlu’da, Erdek’te yaşayanlar bundan derin etkilenecek.”

BİZİM ÖNCELİĞİMİZ KANAL İSTANBUL OLAMAZ

“Bunca genç işsizlikten inliyorken sürdürülebilir üretimi refah için bunca fabrika kurma imkânı varken, çocuklar yeterince beslenemiyorken bizim önceliğimiz Kanal İstanbul olamaz. Bu proje ile dünyanın göz bebeği biricik İstanbulumuz yaşanamaz bir kent olacak. Birileri para kazanacak diye bu kadim şehrin yok edilmesine tüm hukuki mücadelemizi vererek izin vermeyeceğiz. İstanbul’un güvenliğini, canını, ve Türkiye’nin stratejik güvenliğini tehdit eden bu projeye kimse bizi ikna edemez. Bu proje her yönüyle felaket, ihanet, cinayet projesidir.”

Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

© 2020 Haberin Aslı Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.